Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nin sona ermesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Erdoğan konuşmasına Fas'ta yaşanan deprem felaketinden söz ederek başladı.Kıymetli basın mensupoları, sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla selamlıyorum. Öncelikle dün Fas'ta meydana gelen şiddetli depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkem ve milletim adına tüm Fas halkına geçmiş olsun diliyorum.

G20 liderler zirvesini Hindistan'ın ev sahipliğinde tamamlamış bulunuyoruz. Dönem başkanlığı görevini başarı ile icra eden Hindistan'ı tebrik ediyorum. Bu seneki temamız tek dünya, tek aile ve tek gelecek idi. Zirve oturumlarının ilkinde gezegenimizin karşılaştığı çevre sorunlarını istişare ettik.Türkiye’nin özellikle sera gazı salınımlarında sorumluluğu oldukça düşüktür. Buna rağmen Türkiye olarak dünyamızın ve insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren hayati meselesi elimizi taşın altına koyuyoruz. Paris İklim Anlaşması’na 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedeflerimizle en anlamlı katkıyı yapan ülkeler arasındayız.Yenilenebilir kurulu güç bakımından Avrupa 5’incisi, dünya 12’ncisiyiz. Yenilenebilir enerji adımlarında attığımız adımlar yıllık 90 milyon ton karbon eş değeri sera gazı emisyonunu engelledik. 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda 2030 yılına kadarki emisyon azalma hedefimizi 2 katına çıkardık.Projelerle daha yeşil, daha temiz, daha yaşanabilir bir ülke ve dünya için çalışıyoruz. Eşim Emine Erdoğan öncülüğünde hayata geçen sıfır atık projesi bu s-süreçte bir dönüm noktası oldu. Projemiz güçlü BM ofis programlarından olmak üzere 5uluslararsı ödüle layık görülmüş. BM genel kurulu ile sıfır atık projesi küresel bir harekata dönüştü. 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık günü olarak ilan edildi.

Zirvenin ilk oturumunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki yük paylaşımının adil bir şekilde yapılmasını vurguladık. Bundan sonra da dünyamızın korunması için çalışmaya devam edeceğiz. Değerli arkadaşlar tek aile başlıklı ikinci oturumda hiçbir kimsenin geride bırakılmaması, küresel dayanışmaya yönelik çabalarımızı artırdı. Mülteciler ve yerinden edilmiş kişilerin kendi ülkelerine dönüşü için yapılması gerekenleri ifade ettik.İnancımız, kültürümüz v e kökenimiz ne olursa olsun hepimiz 8 milyarlık büyük insanlık ailesinin birer ferdiyiz. Her yıl on binlerce umut yolcusunun çöllerde hayatını kaybettiği, denizlerimizin mülteci mezarlığına dönüştüğü, savaşlar ve çatışmalar dolasıyla milyonların evlerini terk ettiği dünyada hiçbirimiz kendimizi güvende hissedemeyiz.Sorunlarımızın sebebi kaynak kıtlığı değil merhamet eksikliğidir. Türkiye olarak biz bu adaletsizliklere itiraz ediyoruz. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Milli gelire oranla dünyada en fazla yardım yapan ülkesiyiz. Ülkemize sığınan 4 milyonu aşkım mazluma sahip çıkıyoruz. Suriye’nin kuzeyini terör örgütlerinden temizleyerek, kalıcı konutlar inşa ederek, eğitimden güvenliğe her alanda ihtiyaçları gidererek insanları göçe zorlayan asıl nedenleri kaynağında ortadan kaldırıyoruz. Şimdiye kadar 600 bine yakın Suriyeli vatanına geri döndü.Rusya, Ukrayna savaşını sonlandırmak için yoğun çaba harcıyoruz. İstanbul sürecinden esir takaslarına, Karadeniz girişimlerine pek çok diplomatik hamleye imza attık. Karadeniz girişimi çerçevesinde 33 milyon ton tahıl uluslararası piyasalara ulaştırıldı. Girişim sayesinde gıda krizinin daha fazla derinleşmesinin önüne geçtik. Pazartesi günü sayın Putin’in daveti üzerine Soçi’ye yaptığım ziyarette bu meselesi enine boyuna konuştuk. Rusya, Katar ve Türkiye olarak gıda sıkıntısı çeken Afrika ülkelerine yönelik 1 milyon ton tahılın işlenerek ulaştırılmasına önem veriyoruz. Tahıl meselesinde Rusya’yı dışlayan bir sürecin sürdürülebilir olma ihtimali çok düşüktür.Bugüne kadar Montrö’yü titizlikle uygulayarak, taraflarla diyalog halinde kalarak böyle bir duruma mahal vermedik. Küresel gıda güvenliğine katkı için gıda güvenliği çalışma grubunu toplayacağız. Gerek Rusya, gerek Ukrayna gerekse BM ve uluslararası toplumla yakın temas içinde olmayı sürdüreceğiz. Zirve bildirgesinde ülkemizin tüm bu çabalarından takdirle bahsedildi. Afrika Birliğinin BM’ye üyeliği ülkemizin güçlü desteği ile karara bağlandı. Tüm Afrikalı kardeşlerimizin G20 üyeliğinin hayırlara vesile olmasını diliyorum, kendilerine aramıza hoş geldiniz diyorum.Müslümanları hedef alan saldırılar kimi batı ülkelerinde artık tahammül sınırlarını aşmış, bazı yerlerde nefret furyasına dönüşmüştür. Demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapan ülkelerin çoğu barbarlık karşısında 3 maymunu oynamaktadır.İnsanlığı ortak geleceği adına imlam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkelerin daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuat gereği bir açık varsa giderilmelidir, kanun gerekiyorsa süratle yapılmalıdır. Dost acı söyler prensibinden hareketle hakikatleri tüm açıklığı ile söylemeyi görev biliyoruz. Başta BM olmak üzere üyesi bulunduğumuz tüm platformda bu konuyu gündeme getiriyoruz. İnsanlığı ortak geleceği adına imlam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkelerin daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuat gereği bir açık varsa giderilmelidir, kanun gerekiyorsa süratle yapılmalıdır. Dost acı söyler prensibinden hareketle hakikatleri tüm açıklığı ile söylemeyi görev biliyoruz. Başta BM olmak üzere üyesi bulunduğumuz tüm platformda bu konuyu gündeme getiriyoruz. Kimi ülkelerin bu eylemler karşısında çeşitli idari ve hukuki tedbirler aldığını görüyor bundan memnuniyet duyuyoruz. Kutsal kitaplara saldırı G20 bildirgesinde de kınanmıştır.Ayrıntılar geliyor...