
İthaki Yayınları'nın 22 Eylül kitapları yayınlandı. Her okurun, kitapseverin beğenerek okuyacağı kitapları tanıyalım.
İyi okumalar dileriz...
Tatlısu
Nijeryalı bir ailenin çocuğu olan Akwaeke Emezi, hem gençlere hem de yetişkinlere yönelik eserleriyle Ulusal Kitap Vakfı tarafından 35 yaş altı 5 yazar arasında gösterildi, romanları birçok saygın ödülde finale kaldı. On üç dile çevrilen, Amazon ve New York Times tarafından yayınlandığı yılın en iyi eserleri arasında sayılan Tatlısu ise Otherwise ve Ilube Nommo Ödülü’nü kazandı.
Şener Büyüktürk’ün Sergüzeşti
İhsan Çankaya, ilk romanı Şener Büyüktürk’ün Sergüzeşti’nde 1950’lerin İstanbul’unu bu yasak ilişkiye dekor olmaktan öteye geçirerek ele alırken, tarihsel kişileri karakterler aracılığıyla karşımıza çıkarıyor. Hem dönemin toplumsal olaylarına tanıklık etme fırsatı hem de nitelikli bir edebiyat okuması vadeden roman, ağır muhtevasını yazarın mizahi yetkinliğiyle dengelemeyi başarmış, iddialı bir eser.
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut Silistre, Batılılaşmaya başlayan Türk tiyatrosunun en önemli öncülerinden.
Efsuncu Baba
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1924 yılında kaleme aldığı Efsuncu Baba, yazarın üzerinde durmayı sevdiği temalardan batıl inancın komedisini ele alan bir başka hikâyesi. 1950 yılında, Yeşilçam’ın duayenlerinden Nubar Terziyan’ın ilk rol aldığı film olma niteliğine sahip bir sinema uyarlaması da yapılan Efsuncu Baba, Gürpınar’ın kısa eserlerinden olmasına karşın karakterleri ve macerasıyla heybetli bir hazine.
Gulyabani
Gulyabani, yazarına “Eğer şiddetli çarpıntıdan tandır mangalını devirmez ya da bozayı üstünüze dökmezseniz her türlü azarlamanıza razıyım...” dedirtecek kadar heyecan dolu bir eser.
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Sevilen Türk klasiği...
Uygunuşluk
bile masada su olmasa sen olsan ben olsam
soda şişesi tütse alman birasında buzlansak
bile alnımızdan sivilce yaralarını evlat edinsek
huzur evlerinde gebersek
bile samimiyetime inanmasak
ikimiz inanmasak eski kitaplarımıza değsek
bile tırnaklarımıza adam gibi davransak
medeniyet törpüsünde yuvarlansak
bile şifonyerin adını kıskansak böyle kırsak kırsak kırsak
bunu en az üç defa daha söylesek